Robotlar yaşadıkça

Romantik, kibar, sinsi, suikastçı, her türlü robotu sinemada gördük. Bu hafta gösterime giren ‘Ay’ filmiyle, sinemaya yeni bir robot daha merhaba diyor. Sinemanın unutulmaz robotlarını hatırlayalım

Bu hafta gösterime giren, David Bowie’nin oğlu Duncan Jones’un ilk yönetmenlik denemesi Moon'un tüm kadrosu ay üssünde bir görev için bulunan bir astronot ve bir robottan oluşuyor. Her zaman kibarlığını koruyan, ama bir yandan da geçmişte gördüğümüz kimi robottan dolayı bir türlü güven duyamadığımız robot Gerty’yi tanıtırken, sinemanın unutamadığımız robotlarına da bir göz gezdirelim.

Can yoldaşı robot: Gerty
Nerede gördük? Moon

Bilinmeyen bir gelecekte güneşten yeni bir enerji kaynağı elde edilmeye başlanır ve bu işlem ayın göremediğimiz yüzünde gerçekleşir. Bu operasyonu yöneten tek kişi üç yılını bir ay üssünde geçirir. Sam’in yalnız günlerinde tek arkadaşı, Kevin Spacey’nin sesiyle konuşan robot Gerty olur. Gerty, arkadaşı/sahibinin yemeğini hazırlar, yaralarına merhem sürer, geyik muhabbeti yapar ve Sam hüzünlendiğinde metalik parmaklarını usulca omuzuna koyar. Sıcak ses tonunda her zaman bir mesafe hisedilen Gerty iyi gün dostu olduğunu fazlasıyla kanıtlar, ama kriz durumunda Sam’in yanında olacak mıdır?


Seksi robot: Maria

Nerede gördük? Metropolis

Sinemada kadınların giremediği alanlar var. Kadın yönetmen ve senaristlerin oranı yüzde 10’u bile bulmuyor. Robotlar için de aynı durum geçerli olmasına karşın, sinema tarihinin ilk robotunun bir kadın olduğunu biliyor muydunuz? Fritz Lang’ın 1927’de ortalığı karıştıran distopya filmindeki gökdelenlerde yaşayan zenginler ve yeraltındaki işçiler biraz New York’u, robot Maria da 1990’lardaki hiper-gerçek kostümleriyle Madonna’yı hatırlatıyor. Baştan çıkarıcı danslarıyla, aynı zamanda sinemanın ilk femme fatale tiplemelerinden olan Maria, Star Wars’ın kibar robotu C-3PO’nun da sanırız büyükannesi oluyor.


Kanka robotlar: C-3PO ve R2-D2
Nerede gördük? Star Wars serisi

Listemizin en popüler iki robotu, sinemanın en uzun soluklu arkadaşlığını bozulmadan devam ettirebildikleri için de ayrı bir takdiri hakkediyorlar. Protokol robotu C-3PO ve astro-tamirci cüce robot R2-D2, Star Wars filmlerinin hepsinde karşımıza çıkan birkaç karakterden. 2000’lerde Robot Onur Listesi’ne giren ikili, The Muppet Show, Susam Sokağı ve The Simpsons’ın süreki konukları arasında bulunuyorlar. The Simpsons’ta "Star Wars filmlerinin eşcinsel robotları" olarak tanıtılan C-3PO ve R2-D2’nın yakınlıklarının derecesi hala gizemini koruyor. Latin ülkelerinde Arturito olarak tanınan R2-D2, aynı zamanda George Lucas’ın da en sevdiği oyuncu.


Çevreci robot: WALL-E
Nerede gördük? WALL-E

Pixar’ın belki de en iyi animasyonunda dünyanın sonu ne nükleer savaştan ne de Marduk’tan gelir, gezegeni yaşanılmaz hale getiren pet şişeler ve plastik poşetler olur. İnsanların uzayda bir üsse kaçtığı için bomboş kalan dünyada bir hamam böcekleri, bir de görevinin sona erdiğini bilmeyen romantik çöp toplama ve sıkıştırma robotu kalır. Konu robotumuz WALL-E günlerini kendine koleksiyon malzemesi arayarak geçirir. Sabır küpünden, Zippo çakmağa, büyülü eşyalarıyla günlerini geçirmeye çalışan WALL-E’nin hayatına bir gün akça pakça seksi bir robot girer. Artık WALL-E’nin tek hayat amacı EVE’in elini tutabilmektir.


HAL 9000
Nerede gördük? 2001: A Space Odyssey

Stanley Kubrick’in milyonlarca yıl öncesinden başlayıp, geleceğe giden uzay destanının kamera gözlü robotu HAL 9000 (ya da astronot arkadaşlarına göre kısaca HAL), robotlara olan güvenimizi sonsuza kadar sarsmış olabilir. İşini ciddiye alan, görev bilinciyle programlanmış HAL, bir yandan Jüpiter’e giden iki astronotla güzel güzel sohbet ederken, bir yandan da adamların kuyularını kazar. Filmin sonlarına doğru kabloları bir bir sökülen HAL’ın çocukluğuna dönerek, ilk gününde dinlediği şarkıyı söylemesi robot psikanalizi için de önemli bir sahnedir. HAL’in öğrettiği önemli bir şey de, robotunuz hakkında konuşurken ne kadar uzakta olursanız olun, ona arkanızı dönerek konuşmanız gerektiği olur. Hiç belli olmaz, dudaklarınızı okuyor olabilir.


Terminatör (Seri 800 / Model 101)
Nerede gördük? The Terminator serisi

Arnold Schwarzenegger, California valisi olmadan çok önce suikastçi bir sayborga ilham kaynağı olur ve gelecekten gelen bu robota baygın gözlerini ve şişkin vücudunu verir. Gelecekte makineler insanları yok edecektir ve direnişçilerin başı John Connor’ı yok etmek için, makineler gelecekten günümüze bir robot gönderip, John’un annesini öldürmeyi uygun bulurlar. İskeleti robot, dışı insan olan bu sayborg önüne gelen tüm Sarah Connor’ları öldürürken, Linda Hamilton’ın canlandırdığı kahramanımız da bu robot irisinden kaçmaya başlar. Sarah kurtulur, Terminatör’ün işi de başka filmlere kalır, sayborg aksanıyla verdiği sözü de fazlasıyla tutar: “I’ll be back.”

28 Mart 2010'da Akşam Pazar'da yayımlandı.