Bir vampir dizisine daha hazır mısınız?

Popüler kültürü dört bir yandan istila eden vampirlere Stefan ve kardeşi Damon da katılıyor. Lise öğrencilerini ve vampirleri bir kez daha bir araya getiren yeni dizi ‘The Vampire Diairies’ MyMax’te


Vampirler hakkında bir yazı daha okursanız cinnet geçirip en yakınınızdakini dişleyeceğinizi düşünüyorsanız, size kötü haberlerimiz var. True Blood, Twilight ve konu dizimiz The Vampire Diaries derken, popüler kültür meydanını boş bulan vampirlerin şimdilik mezarlarına dönmeye pek niyetleri yok gibi gözüküyor.

Lise öğrencisi bir kız, okula yeni gelen seksi, gizemli çocuktan hoşlanıyor. Kız henüz bilmese de, biz çocuğun bir vampir olduğunu biliyoruz. Sözünü ettiğimiz ergen kız ve ergen görünümlü vampir, Twillight serisinin Bella ve Edward’ı değil. Bu hafta Digiturk’ün MyMax kanalında başlayan The Vampire Diaries dizisinden bir başka liseli kız-vampir oğlan çifti, Elena ve Stefan.

Twilight kitaplarından çok önce yayımlanan bir seriden uyarlanan bu dizinin, dünyayı hop oturtup hop kaldıran Twilight’la benzerliği bu noktada sona eriyor. Yakın zamanda anne ve babasını kaybetmiş olan Elena (Nina Dobrev), problemli erkek kardeşi Jeremy ve yanlarına taşınan teyzesiyle yeni bir hayata başlamaya çalışırken kasabaya yeni taşınan Stefan’dan (Paul Wesley) etkilenmeye başlıyor. Stefan, durgun mu gizemli mi anlayamadığınız antisosyal vampir duruşuyla, Mystic Falls kasabasındaki her genç kızın yüreğini hoplatıyor. Onun gönlü ise, 1864 yılındaki en büyük aşkı Katherine’e tıpa tıp benzediği için Elena’ya kayıyor.


Dawson vampir olsaydı


The Vampire Diaries’in arkasında Dawson’s Creek’in yaratıcısı Kevin Williamson ile Gossip Girl ve Kyle XY’da çalışmış olan bir ekip olduğu için de, diziye birbirinden renkli genç karakterler giriyor. Uyuşturucu bağımlısı erkek kardeş, amigo kız ve futbolcu prototipleri, ezik eski sevgili, vampirlere baharat katma amaçlı eklenmiş cadılar ve de diziye sürekli taze kan pompalamakla görevli, Stefan’ın kötü vampir kardeşi Damon (Lost’un Boone’u Ian Somerhalder), dizinin kalabalık kadrosunda yerlerini alıyorlar.

Williamson’ın zamanında Dawson ve Joey’ye verdiği zeki ergen diyaloglar burada da karakterleri kısa sürede sevdiğiniz ya da gıcık kaptığınız gerçek insanlara dönüştürüyor. Öğretmenleri bile utandıran tarih bilgisi ve insanüstü futbol becerileriyle lisedeki herkesi etkileyen Stefan sıkıcılaşmaya başladığında işin içine ahlaki değerleri tersyüz olmuş kötü kardeş Damon giriyor. Damon gelişigüzel öldürüyor ve her cinayetinden de ayrı bir gurur duyuyor.

The Vampire Diaries’i ideal dizi yapan özelliği ise sürekli izleyiciyi şaşırtabilmesi. Tahmin ettikleriniz gerçekleşse bile, hiç beklemediğiniz bir şekilde oluyor. Bir sezona yayılmasını beklediğimiz, Stefan’ın vampir olduğunun sevgilisi tarafından keşfedilmesi kısa sürede gerçekleşiyor ve kalıcı sandığınız karakterler bir vampir ısırığıyla diziden ayrılabiliyorlar. Elena’nın klişe günlük notlarına ve ender olarak araya sıkıştırılan başarısız tarihi sahnelere katlanabilirseniz, The Vampire Diaries gençlik ve doğaüstü türlerinin güzel bir karışımı olarak, vampirleri bir süreliğine daha aramıza buyur ediyor.

Bunları seviyorsanız kaçırmayın: Dawson’s Creek, Smallville, Supernatural

6 Aralık 2009'da Akşam Pazar'da yayımlandı.

0 yorum:

Related Posts with Thumbnails