The Prisoner: Ben 'Köy'de tutuklu kaldım

1960’ların İngiliz dizisi ‘The Prisoner’ın yeniden uyarlamasında, ismi bir numaraya dönüşen 6 içine düştüğü alternatif gerçeklikten kurtulmaya çalışıyor

Sinemada kıyamet sonrası bir dünyanın kahramanı 9’u izledikten sonra, bu numarayı ters çevirip, bir başka çivisi çıkmış dünyanın kahramanı 6’nın akıl oyunlarını bu Pazar akşamından itibaren her hafta televizyonda izleyebilirsiniz. Cnbc-e’de altı hafta devam edecek mini dizi The Prisoner, Jim Caviezel’in oynadığı kahramanımızın kendini bir çölün ortasında bulmasıyla başlıyor. Kendisinden yardım isteyen yaşlı bir adam ölmeden 554’ü bulmasını istiyor. Çölün ilerisinde 1950’lerin steril Amerikan banliyölerini ve The Truman Show’un yapay kasabasını hatırlatan bir yerleşim merkezine ulaşıyor. Yalnızca Köy olarak adlandırılan bu mekanda herkese bir numarayla hitap ediliyor, kahramanımızın numarasının da 6 olduğunu öğreniyoruz.

Parça parça hatırladığı geçmişi ve geldiği New York’la sembolize edilen gerçek dünyayı kimsenin bilmediğini gören 6, Köy’ün despot lideri 2’nin kendisi ve geldiği dünya hakkında daha fazlasını bildiğini fark ediyor. Ian McKellen’ın canlandırdığı 2, bunalımlı oğlu ve komadaki karısıyla yaşadığı dev malikane ve açık renk keten takımlarıyla sömürge sonrası İngilizler’in dingin ve tepeden bakan yaşamlarının taklidiyle Köy sakinlerini yönetiyor.


Totaliter devlet, büyük şirkete karşı

Nasıl bir akıl hapishanesinde tutuklu olduğunu anlamaya çalışan 6, bir yandan bu yapay dünyadan bir çıkış yolu ararken, bir yandan da Köy’ün diğer sakinlerinin gözlerini açmaya çalışıyor. Çabaladıkça da, cevap yerine daha fazla sorunun ve giderek karanlıklaşan bir dünyanın içinde buluyor kendini. Böylece de, kendisini hatırladığımız The Passion of Christ’taki İsa rolüne farklı bir şekilde yeniden giriyor.

The Prisoner, 1960’larda televizyona yeni bir soluk getiren aynı isimli İngiliz dizisinin yeniden uyarlaması. Orijinali ve 2009 versiyonu arasındaki felsefi ve kavramsal farklılıklar ise yeni diziyi uyarlamadan çok bir yeniden yorum olarak konumlandırıyor. Soğuk Savaş dönemi ve kimyasal uyuşturucularla şekillenen 1960’ların alternatif kültürüne denk gelen orijinal dizideki ajan 6, günümüzde büyük bir şirket çalışanına, totaliter devlet de yeni teknolojilerle güçlenen büyük bir şirkete dönüşüyor. Her Pazar 22.00’de izleyebileceğiniz The Prisoner’dan keyif alabilmek için mantıklı sorular sormak yerine, bu yeni dünyanın garipliklerine kendinizi bırakmanız gerekiyor.

Bunları seviyorsanız kaçırmayın: Dollhouse, The Lost Room, V, The Prisoner 1968 (2009 verisyonunun gösterildiği kanal AMC’nin web sitesinden izleyebilirsiniz)

13 Aralık 2009'da Akşam Pazar'da yayımlandı.

4 yorum:

Allegra'nde said...

ilk bölüme bayıldım. 6 bölüm olması da olası bir arayı ve gerilen sinirleri önlediği için süper!

Popdater said...

6 bölüm ideal aslinda, di mi?

afrodelfino said...

Buraya da "like" butonu koysalar ya:)
Truman Show'la birlikte biraz Pleasantville elektriği de aldım ilk bölümden ve çok hoşuma gitti. Bu arada acaba bundan sonra bütün fantastik diziler bu göz açma sahnesiyle mi başlayacak Sayın Popdater?

Allegra'nde said...

6 bölüm tam kararı bence. hoş dizi bitmeden böyle bir yargıya varmak da istemem.

Related Posts with Thumbnails