Oscar filmleri, kısa kısa 3

Slumdog Millionaire
Herhalde seçim kaygılarıyla Türkçe ismi Varoş Milyoner değil de, yalnızca Milyoner olarak çevrilen bu Danny Boyle filmi, masalsı havası, sıfırdan zirveye teması, etnik kadrosu ve Bollywood sinemasından gaz alan dinamiğiyle seyirci, eleştirmen ve ödül jürilerinin tam da optimum noktasına oynuyor. Oscar ve bir dolu ödül almasa, “Çok tatlı bir İngiliz filmi izledim. Sakın kaçırma” diyeceğimiz, ödüllerde adını görmemeyi normal bulacağımız bu film, sinemayı gönülden seven insanların bir ürünü olduğu için sempatimizi hak ediyor. Hakiki Bollywood filmlerindeki dans sahnelerinin eline su dökemeyen dans sahnesi gene de insanın içini kıpır kıpır etmiyor değil. Cay hooo! Cay hooo!


Kimler izlesin?
Kültürel çeşitliliği gerçekten bir zenginlik olarak kullanan İngiliz sinemasından ve televizyonundan hoşlananlar, Bollywood sinemasına yakınlık hissedenler, masalsı başarı öykülerinde boğazı düğümlenenler.


Kimler izlemesin?
İngiliz sinemasında masalsılığın yerinin olmadığını düşünenler, gerçek Bollywood sinemasını yakından tanıyıp, özel bir düşkünlüğü olanlar, boka bulanmış çocuk görüntüsünün patlamış mısır yeme hevesini kıracağını düşünenler.



Doubt

Dört oyuncusu da Oscar’a aday olan, bunlardan birisi Meryl Streep olan, bir tiyatro oyunundan uyarlanan ve kilisenin o karanlık dinamiklerini merkezine koyan bir film birçok sinemaseverin kulağına rüya gibi geliyor. Malesef, yönetmen John Patrick Shanley (aynı zamanda orijinal oyunun ve senaryonun da yazarı) sürekli oyuncuları, sahneleri, genel olarak filmi yönettiğini kendine ve seyirciye hatırlatmak için aşırı bir çaba sarf ediyor ve bizler de rüya gibi olabilecek filmin içine bir türlü giremiyoruz. Amy Adams’ın akıllara durgunlu verecek şekilde Oscar adaylığı alan sıradan oyununun yanında Viola Davis’e Oscar adaylığı getiren kısacık rolü filmden aklımızda kalan tek şey oluyor.

Kimler izlesin?
Merly Streep ve Philip Seymour Hoffman’ı karşı karşıya döktürürken izlemek isteyenler, kilisenin sinema ve edebiyatta her zaman kayda değer bir seksapeli olduğunu düşünenler, tiyatro izlemeyi sevenler.


Kimler izlemesin?
Kilisenin karmaşık dinamikleriyle ilgili ilham verici, çarpıcı, şaşırtıcı açılımlara tanık olmak isteyenler, film hakkında kısa bilgileri okuyup ağız sulandırıcı skandallar bekleyenler, iyi tiyatro uyarlamasının ne olduğuna karar vermiş olanlar.



Changeling

Amerikan rüyasının tarihi yolculuğunda verilen özverilere ve aradaki çatlakları deşifre etmeye kafayı takmış büyük yönetmen Clint Eastwood, en büyük hatasını Brad Pitt’in öteki yarısını filminin başrolüne koymakla yapıyor. 1920lerde oğlu kaybolan Angelina Jolie, oğlunu bulmak için ağlamaktan, bağırmaktan ve kocaman gözlerini kameraya dikmekten yorulmuyor. Eastwood, bir kez daha maço bir kuruma, bu sefer polise yüklenmeye karar veriyor. Film bir klasik olabilecekken, düzgün bir klişe oluyor ve Oscarlık kötü performansın ne olduğunu Angelina Jolie’nin “I want my son back” repliğiyle hatırlıyoruz.


Kimler izlesin?
Hollywood dramlarını sevenler, filmin farklı türlere göz kırpışından dolayı film okumasına yeni giriş yapanlar, Angelina Jolie’yi her türlü ıstırabı yaşarken görmek isteyenler, Jennifer Aniston hayranları.


Kimler izlemesin?
Revolutionary Road’u yeni izlemiş, iyi bir film ve iyi bir oyunculuğun ne olduğunu bir kez daha hatırlamış olanlar, dedektiflik, kara film ve drama türlerinden yalnızca birisini izlemek isteyenler, Clint Eastwood hayranları.

1 yorum:

Serap said...

"Kimler izlesin, kimler izlemesin" bölümlerine bayıldım. "Bir filmde ne bulursunuzun" yanı sıra o filmin "izleyicinin profiline göre" de değerlendirilmiş olması çok hoşuma gitti, bana çok yardımcı oldu, ifadeleri de çok beğendim, çok eğlendim. Eline sağlık :)

Related Posts with Thumbnails