Showing posts with label The End. Show all posts
Showing posts with label The End. Show all posts

Lost: Ada gitti, kavga bitmedi

Beklentinin doruğa çıktığı ‘Lost’ final bölümü, izleyicileri bir kez daha ikiye ayırmayı başardı. Her soruya cevap arayan ‘bilim izleyicisi’ elleri boş ekrana baka kalırken, ‘inanç izleyicisi’ gözlerindeki yaşları silmekle meşguldu

Walt’ın olayı neydi? Jacob ve kardeşini büyüten kadın nereden gelmişti? DHARMA erzağını düzenli olarak tepeden kim atıyordu? Heykeli kim inşa etmişti? Eloise Hawking her şeye nasıl vakıftı? Siyah ekranın üzerinde beyaz harflerle son LOST yazısını gördüğümüzde yukarıdakilerle beraber onlarca soruyu da sonsuza dek bilinmeyene göndermek zorunda olduğumuzu anladık.

Lost’un son bölümü noktalandığında ilk başta bir şeyler hissetmenin o kadar da kolay olmadığını gördük. Altı yıllık inişli çıkışlı, karmaşık bir ilişkiyi sona erdirmenin şokunu yaşıyorduk. İlk şok atlatıldıktan hemen sonra saniyede 500 Twitter mesajı, Lost bloglarına yığılan yorumlarla basit bir gerçek ortaya çıktı. İzleyiciler ikiye bölünmüştü. Hiç bir sorusu cevaplanmadığı için kime haykıracağını bilemeyen kızgın izleyicilerle, bağlandığı bir diziyi duygusal, epik, neredeyse şiirsel bir vedayla uğurladığını hisseden şanslı grup. Ben ikinci gruba dahil olmanın, Jack’le, Kate’le, Hurley’le ve adayla vedalaşabilmenin huzuruyla, hayal kırıklığına uğrayanları duymazdan gelerek günüme devam edebildim.

Lost ilk bölümünden itibaren, Locke’un tavla taşlarını eline alarak yaptığı o kısa konuşmasıyla zıtlıkların önemli bir tema olacağının sinyallerini vermişti. Bir süre sonra, hemen hemen her bölümde karşımıza çıkan siyah-beyaz zıtlığının ötesinde daha büyük kutuplar olduğunu görmeye başladık. Karakterlerinin adayı algılama biçimlerinde ve huzura ilerleyen yolculuklarında giderek önem kazanan ‘bilim adamı’ ve ‘inanç adamı’ ayrımıyla karşılaştık. Dizinin ikinci yarısında da yazılmış ‘kader’ ve seçimlerin önemini vurgulayan ‘özgür irade’ ayrımını izlemeye başladık.

Lost: En başında ada ‘araf’ olarak mı kurgulanmıştı?


Yapımcılara ve yazarlara, ‘günahınız boynunuza’ diyor ve ‘acaba ilk plan adanın araf olması mıydı?’ diye soruyoruz


Lost'un final bölümünü gözlerimiz dolarak hatırlasak da, bazı gizemlerin acemice diziye eklenmiş olduğu, son sezonlarda tutarsızlıkların giderek çoğaldığı ve finalin tüm dizi yerine yalnızca son sezonu toparladığı gerçeklerini değiştirmiyor. Yapımcı ve yazarların en başından sonunu bildiklerine inanmak artık çok zor. O iskeletlerin kime ait olduğunu bildiklerini en saf izleyiciye bile inandıramazsınız. Ya da adanın kaybolmasının en başından planlanmış olduğunu. Yazarların beş sezonda kendilerini köşeye sıkıştırmış oldukları bir gerçek. Bu kadar büyük bir beklenti ve bu kadar büyük bir karışıklıkla, böylesine toparlayıcı bir son olması bir yandan yazarlara hayranlığımızı daha da arttırıyor.

Geriye baktığımızda, ‘araf’ hikayesinin en başında ada için düşünülmüş olması büyük bir olasılık geliyor. Hayatlarındaki karanlık noktalardan kurtulamamış bir dolu karakterin hafif yaralarla bir uçak kazasından sağ çıkmaları, geri dönüş hikayeleriyle her karakterin probleminin anlatılması, kimsenin birbirine adaya düşmeden ne iş yaptığını, nerden olduğunu sormaması, adanın herkesin en karanlık sırrıyla yüzleşmesi için ortam hazırlaması, adada çocukların doğmaması, adanın başında bir ara mekan, bir tür araf olarak kurgulanmış olduğu izlenimini yaratıyor.


Lost’un 1. sezonunun
sonuna doğru, adanın ne olduğuna dair herkes kafa patlatamaya başladığında, ilk ortaya atılan teorilerden biri de adanın araf olduğuydu. Tüm teorileri tek tek reddeden yapımcılar, doğal olarak doğru olanı da elemek durumunda kalmış olabilirler. Bu, dizinin yaratıcısı J.J. Abrams’ın son 10 dakikayı en başından beri bildiği tezini de teknik olarak doğruluyor.

Lost sonrası depresyona acil çözümler


  1. Final bölümüyle hisleriniz uyuşmayan yakınlarınızla Lost’un sonunu tartışmaktan kaçının.
  2. Bir hafta Lost’un yerine geçecek alternatif dizi aramayın. Beklentileriniz yüksek olacağı için, Fringe gibi Lost’la karşılaştırabileceğiniz dizilerden kaçının. Mümkünse birkaç bölüm Glee izleyin.
  3. Köpeğinizle daha fazla vakit geçirin. Mümkünse vücudunuzda anlamsız yaralar tespit etmeye çalışın.
  4. Bir süre şarap içmeyin, küveti doldurmayın. Tıpa görmek anılarınızı canlandırabilir.
  5. Arkadaşlarınıza daha fazla zaman ayırın. Mümkünse onlarla çeşitli ibadet mekanlarında bir araya gelin.
  6. Lost’un pilot bölümünü yeniden izleyin. Jacob’ın annesini hafızanızdan silmeye çalışın.
  7. İnternette yazın piyasaya çıkacak, alengirli Lost DVD setinin fotoğraflarına bakın.
  8. Tüm Star Wars serisini bir kez daha izleyin. Yoda’nın Jacob’dan çok da fazla bilge olmadığını görüp, rahatlayın.
  9. ‘Hangi Lost karakterisin?’ testlerine bulaşın. Michael ya da Ana Lucia çıkarsanız, başka testler arayın, kafanız dağılsın.
  10. İnternette Lost’la ilgili yazıları okumayı yavaş yavaş azaltın. İki hafta içerisinde, günde beş saatten on dakikaya indirin.

Lost: It only ends once

The instant reaction to the final episode of 'Lost' was of polarization. But wasn't the whole genius behind the show's storytelling about polar opposites? Those who were expecting the answers to the Hurley bird and why Walt was special were left disappointed. Those, however, who had learned to enjoy 'Lost' as a journey watched a spectacular finale


It was inevitable that the final hours of Lost would not please everyone. And it was inevitable that the instant reactions would be polarized, very much like the themes of opposites that marked the series from its very first episode. Waking up to a new era on Monday, messages flooded Twitter, Facebook, and eons of blogs. The instant reaction of the fans and casual viewers alike was of shock.


With its overarching themes on spirituality, Lost had always played on the clash between faith and rationality. From very early on, it had dubbed its leading protagonists Jack and Locke as “man of science” and “man of faith.” And throughout a journey of nearly six years, Lost also divided its audience into two similar groupings.


The first group were those fixated on answers, and to some extent, equated the approaching finale only with a string of rational answers that would shed light on the mysteries of the island. The second group, on the other hand, had realized at some stage that Lost had never really been about answers. They realized that with its twists and turns, epic storytelling, and occasional blundering, Lost was enjoyed by most as a journey, and mostly a journey of its characters.

Lost'tan epik veda: İlk izlenimler


Lost’un dün yayınlanan finalinde her soruya cevap arayan izleyiciler hayal kırıklığı yaşarken, kendini çoktan sorgusuz dizinin büyüsüne bırakmış olanlar duygusal bir vedayla diziyi noktaladılar


Göğe yükselen bambuların ortasında Jack’in gözlerini ıssız bir adaya ve 2000’lerin en büyük popüler kültür olayına açtığı o sahne dün sabah itibarıyla bambaşka bir anlam taşıyor. Neredeyse altı yıl önce hayatımıza giren Lost, pilot bölümüne yakışır bir şekilde epik bir finalle sona erdi.

Karakterlerinin hayata bakışını ve adayı anlama çabalarını ‘inanç adamı’ ve ‘bilim adamı’ olarak iki kutba bölen Lost, altı yıl içerisinde izleyicilerini de çok sorgulamadan kendini dizinin özgün anlatımına bırakanlar ve her soruya mantıklı birer cevap bekleyenler olarak ikiye ayırdı. Adanın neyin nesi olduğunu, Walt’ın gücünü, karakterlerin neden Jacob tarafından seçilmiş olduğunu heyecanla bekleyenler hayal kırıklığına uğrarken, altı sezon boyunca her türlü arızalarını ve temize çıkma saplantılarını izlediğimiz karakterlere önem vermiş izleyiciler muhteşem bir sonla karşı karşıya kaldı.

Bilim kurguyla açıkça flörtü, felsefi ve dini göndermeleri ve dallanıp budaklanan mitolojisiyle dünyanın her yerinden, birbirinden farklı izleyiciyi kendine bağlayan Lost, her şeyden önce karakterlerinin yolculuklarına önem veren bir dizi olduğunu yeniden hatırladı ve hatırlattı. Son sezondaki yan hikayenin bir tür araf olduğunu öğrenmek kimine kaçak oyun gibi gelse de, Lost’un yalnızca bir yolculuk olduğunu kabullenen izleyiciler için en güzel hediyeydi. Final bölümü belki soruları cevaplama konusunda sınıfta kaldı ama zaman geçtikçe daha da iz bırakacak bir sona imza attı. O son sahnede yanında köpek Vincent, Jack’in gözlerini açtığı yerde yeniden kapaması güçlü bir veda gibi gelmediyse, zaten çoktan Lost’la helalleşmiş olmanız gerekiyordu.
25 Mayıs 2010'da Akşam'da yayımlandı.
Related Posts with Thumbnails