Beş sene önce Brokeback Mountain sekiz dalda Oscar'a aday gösterildiğinde eşcinsel sinema ve çok boyutlu eşcinsel karakterler popüler, 'mainstream' sinemaya sonunda giriş yapıyorlar diye sevinmiştik. Piyasadaki hemen hemen tüm ödülleri alıp, En İyi Film Oscarını alamadığında da bu kadar çabuk sevinmemek gerektiğini görmüştük.
Geçen sene de, benzer bir şekilde bir kadın yönetmen 'The Hurt Locker'la Kathryn Bigelow) ve Afro-Amerikalı - bize göre hala zenci - bir senarist (Precious'la Geoffrey Fletcher) ilk defa Oscar aldığında benzer bir değişime, pek de inanmadan, umutlanmıştık.
Bu seneki adaylarla da aynı tas aynı Oscar olduğunu bir kez daha gördük. Ana ödüllerdeki adayların neredeyse hepsi beyaz. En İyi Film adayı iki filmin kadın yönetmeni ise Yönetmen adayları arasında değil (The Kids are All Right ve Winter's Bone).
Yönetmenlerin hepsi, her zamanki gibi, beyaz erkekler. Amerikalı yazarlar, Inception'ın yönetmeni Christoper Nolan neden aday olmadı diye bas bas bağırırken, Lisa Cholodenko ve Debra Granik'in pas geçilmesi kimseye garip gelmiyor.