Showing posts with label Jeff Bridges. Show all posts
Showing posts with label Jeff Bridges. Show all posts

Özel Kuvvetler’in dört özel kuvveti

‘Oceans’ serisinden beri bu kadar ünlü erkek oyuncuyu bir arada görmemiştik. Oscarlı-Oscarsız, İskoç-Amerikan, 40 yıldır sinemada-40 yaşında, Batman-Obi Wan, ‘Özel Kuvvetler’in dört sıkı oyuncusunu ve bizi kalbimizden vuran rollerini hatırlayalım.


Jeff Bridges

Hollywood’un en mütevazı, çalışkan ve yetenekli oyuncularından Bridges, oyuncu bir aileden geliyor. İlk kez 1960’larda babası Lloyd Bridges’in televizyon programıyla oyunculuğa başlayan Bridges’ın 1971’den bu yana dört Oscar adaylığı ve de Crazy Heart filmiyle taze bir Oscar’ı bulunuyor. Büyük bütçeli (Iron Man), bağımsız (Crazy Heart), animasyon (The Last Unicorn), bilim kurgu (Starman), her türlü rolün adamı olan Bridges, 30 yılı aşan evliliği ve 3 çocuğuyla da Hollywood’un parçalanmış aile yapısına meydan okuyor.

İlk ne zaman hafızalarımıza kazındı? İlk Oscar adaylığını aldığı The Last Picture Show filmindeki büyümeyi reddeden Duane rolüyle.

Hangi rolle hatırlanacak? Oscar kazandığı Bad Blake rolü demek isterdik ama tabii ki de Big Lebowski’deki aylak bovlingci The Dude tiplemesi.

Gereksiz bilgi: Bridges’in oyunculuk dışında başka hünerleri de bulunuyor. Aynı zamanda fotoğrafçı, karikatürist, bir de üstüne şarkı söylüyor.


George Clooney

Oyuncu, yönetmen, yapımcı, senarist, yardımsever, bir de üstüne yakışıklı. Önceleri televizyonda Doktor Doug olarak izlediğimiz Clooney, sonrasında One Fine Day filminde Michelle Pfeiffer’ı baştan çıkarıp, sonra bir de Batman & Robin’de üzerine pelerinini geçirince, bu adamı sinemada uzun süreler göreceğimizi fark ettik. Öyle de oldu. Seksi olmadığı zamanlarda Oscar kazanan Clooney (Syriana), yakın zamanda izlediğimiz Up in the Air filmindeki Oscar adaylı performansında, sıcak rollerin oyuncusu da olabileceğini gösterdi.

İlk ne zaman hafızalarımıza kazındı?
1990’larda, hastane dizisi ER’ın yakışıklı doktoru Doug Ross rolüyle.


Hangi rolle hatırlanacak? Karizmatik Ocean’s çetesinin karizmatik lideri Danny Ocean. Clooney olunca, Oceans 18’i bile izlemeye razıyız.

Gereksiz bilgi: Politik ve aktivist çalışmaları üzerine bir gün Amerikan Başkanlığı’nı düşünüp düşünmeyeceği sorulduğunda, ‘İmkansız. Çok fazla kadınla yattım, çok fazla uyuşturucu kullandım, çok fazla partiye gittim,’ demiştir.


Ewan McGregor

Duyulmamış bir İskoç oyuncuyken, yönetmen Danny Boyle’un iki filmiyle (Shallow Grave ve Trainspotting) uluslararası bir isme dönüşen McGregor, kendi kuşağının en çok sayıda ve en kaliteli filmlerinde oynayan birkaç isminden birisi. McGregor’a ciddi saygı duymamızın en önemli nedenlerinden biri oyunculukta sınır tanımamaması. Romantik komediden (Down With Love) animasyona (Robots) ve Star Wars serisine, rol seçmeyen McGregor’ın filmlerinde tamamen çıplak görünmekten çekinmediğini de hatırlatalım (Trainspotting, The Pillow Book, Velvet Goldmine).

İlk ne zaman hafızalarımıza kazındı? Trainspotting filmindeki eroin bağımlısı Mark Renton rolüyle.

Hangi rolle hatırlanacak? Moulin Rouge!’da yumuşak sesi, buğulu bakışlarıyla Nicole Kidman’ın kalbini çalan, yazar Christian olarak.

Gereksiz bilgi: Benzer rollerde oynamak zorunda kalacağı korkusuyla, 2006 yılında James Bond rolünü reddetti.


Kevin Spacey

Listemizin en çok Oscarlı oyuncusu (The Usual Suspects ve American Beauty ile) Spacey’yi bir süredir beyazperdede görmememizin en büyük nedeni, neredeyse 10 yıldır Londra’nın en eski tiyatrolarından Old Vic’in başında olması. Temiz yüzlü, arızalı karakterlerle özdeşleşen Spacey, Se7En’ın katili ve Superman Returns’ün Lex Luthor’ı gibi hatırı sayılır kötü adamın da sinema tarihine geçmesini sağladı. Özel hayatını gizlediği için eşcinsel olduğu dedikodularının dolaşmasına karşın, Spacey, sekiz yıl boyunca sinemacı Dianne Dreyer’la beraberdi.

İlk ne zaman hafızalarımıza kazındı? Keyser Soze
sözcükleriyle özdeşleşen The Usual Suspects filmindeki Verbal Kint rolüyle.


Hangi rolle hatırlanacak? American Beauty’nin orta yaş krizindeki banliyö babası Lester Burnham tiplemesi.

Gereksiz bilgi: Sıkı bir demokrat olan Spacey’nin en yakın arkadaşlarından birisi Bill Clinton.

21 Mart 2010'da Akşam Pazar'da yayımlandı.

The Dude becomes the weary kind in ‘Crazy Heart’

First time director/writer Scott Cooper takes a familiar subject and turns it into a masterpiece of touching characters and brilliant performances. Oscar-winner Jeff Bridges plays washed-up country singer Bad Blake, and Maggie Gyllenhaal plays Bad’s younger love interest in ‘Crazy Heart’



A washed-up country star isn’t the most original character for Hollywood. In fact, washed-up anything is a good source material for Hollywood – and definitely Oscar material. Robert Duvall won an Oscar for his role as the forgotten country singer Mac Sledge in 1983. Last year, Mickey Rourke played a beaten wrestler. Although he didn’t win an Oscar with his performance in The Wrestler, Rourke received a nomination, and won every other award conceivable last year.

Just last week, Jeff Bridges took home a much-deserved and much-awaited Oscar (his first nomination was back in 1971) for Best Actor as the washed-up country singer Bad Blake in Crazy Heart.

First time director/writer Scott Cooper delves into difficult territory. In the first minutes of the movie, Bad Blake reminds someone over the phone, “I am 57, and I am broke.” Money is not the only problem for Blake as he consumes whiskey in almost every one of his waking hours, he plays in bowling alleys to a handful of audience members, and his former protégée Tommy Sweet has become a superstar with his songs.



Duvall hands the crown to Bridges

This is a story that’s been told over and over for years. That is precisely why it’s a dangerous territory for a director/writer to impress an audience with his debut film. Crazy Heart is a film that it would be hard to refrain from clichés. But Cooper knows what he’s doing, and he has chosen the perfect story to show to the world that a filmmaker of the first order is on the loose. Cooper knows about country music, he knows about country singers, but most of all, he knows about broken people.

Having left behind fame and four wrecked marriages, we meet Blake living life one day at a time. Or perhaps killing himself one day at a time. He’s not a self-pitying man, nor a self-destructive one. He just has no reason to go on. Then enters a younger woman into his life, a young journalist who sees through places in him he had long forgotten. Jean Craddock (Maggie Gyllenhaal in an Oscar nominated performance) perhaps does not bring a newfound zest for life for Bad Blake, but she definitely stirs something new in him.

Crazy Heart is a film that moves you not through big confrontations or tragedies, but through subtle performances. Both Bridges and Gyllenhaal breathe life into their characters through small moments that stay with you long after the movie. Colin Farrell plays Sweet Tommy, and handing the crown to Bridges, Robert Duvall plays Bad Blake’s friend, both in subtle but brilliant performances matching the leading actors. On another note, you will immediately want to download the Oscar-winning song, The Weary Kind, the ultimate cure for Crazy Heart withdrawal.

Originally published in Hürriyet Daily News on 12 March 2010
Related Posts with Thumbnails