Hurley, Jack ve Kate’i bir süreliğine adadaki karmaşık yaşamlarına geri gönderip, Harry, Ron ve Hermione’yi yeniden hayatlarımıza sokmanın zamanı geldi. Bu yaz, Oceanic 815 kazazedelerinin değil, Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu’nun yazı olacak. Küçük büyücü ve cadıların ergenlik sancılarından sıyrılıp, birer yetişkin olmaya ve karanlık bir dünyanın yükünü omuzlarında hissetmeye başladıkları Harry Potter ve Melez Prens, bu hafta dünya sinemalarıyla aynı anda bizdeki movieplekslerde de yerini aldı.
O tanıdık müzik eşliğinde, siyah fondaki Warner Bros. logosu, sonrasında gene o tanıdık fontla perdeyi kaplayan Harry Potter and the Half-Blood Prince yazısının arkasından, bu sefer hiç de alışık olmadığımız bir girişle başlıyoruz 6. Harry Potter filmine. Harry’nin iç sıkıcı bir yaz sonrası Dursleylerin evinde neler yaşadığını değil, saldırı altındaki bir İngiltere’yi görüyoruz. Köktendinci İslam’dan daha tehlikeli bir düşman var bu sefer İngiltere’nin (ve dünyanın) karşısında: Yıllar sonra yeniden ete, kemiğe bürünen Lord Voldemort ve giderek çoğalan mücahitleri, Ölüm Yiyenler. Sonrasında bir cafe’de gazetesini okuyan ve seksi garson kızla flört eden bir delikanlı görüyoruz. Bu delikanlının bıyıkları yeni terlemiş Harry Potter olduğunu görerek, artık eğlenceli bir çocuk macerasından karanlık bir savaş öyküsüne geçiş yaptığımızın bilinciyle, serinin en iyi filmine de giriş yapıyoruz.
Başa geleceklerin habercisi
Harry Potter ve Melez Prens, seçilmiş büyücü Harry ve tarihin en büyük karanlık büyücüsü Voldemort arasındaki kaçınılmaz çatışmaya ilerleyen sonun başlangıcı olarak, önceki filmlerden tamamen farklı bir çizgide yerini alıyor. 5. film, Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nın da yönetmeni olan, televizyon kökenli David Yates, bu sefer daha fazla kendine güvenli, karakterlerine önem veren, kitabın ruhuna sadık kalarak kendi özgün yorumunu katabilen bir yönetmen olarak, Harry Potter hayranlarının kalbindeki yerini sağlamlaştırıyor.
Hogwarts’ta başlayan 6. okul yılı, ilk yıllardaki yeni öğrenilen bir büyünün, keşfedilen arkadaşlıkların, şehir efsanesinden öteye gitmeyen söylencelerin masum heyecanını, yeni başlayan bir savaşın ve de ansızın ortaya çıkan ergenliğin alışılmadık gerçekliğine bırakıyor. Harry, Ron ve Hermione, gençlik aşkının sarsaklığı ve o saf heyecanını tanımaya başlarken, Hogwarts’ın kabadayısı Draco da sorumluluk almayı öğreniyor. Hormonların iki buçuk saat boyunca uçuştuğu filmde, Voldemort’un gençliği hakkında da yeni şeyler öğreniyoruz. Lord Voldemort’un Tom Riddle olduğu zamanlara gidiyor ve kötü adamın hikayesinin her zaman kahramandan daha ilgi çekici olduğunu bir kez daha görüyoruz.
Hogwarts’ta geçen 6. yılın farklılığının bizleri etkilemesinin en büyük nedenlerinden biri ise çocuk büyücü ve cadıların fiziksel olarak da artık birer yetişkin olmaları. 2001 yılından tanıdığımız bu çocukların kendi çocuklarımız, arkadaşlarımız olduğu duygusunu sürekli hissettiğimiz için de, yaşanan tüm çelişkileri bu sefer farklı bir bilinçle izliyoruz. Hermione’nin (büyük bir olasıkla kendini de şaşırtan) Ron’a tutkusu, Harry ve Ginny’nin yeni başlayan aşkları, Ron’ın kadın vücudunu ve de bağlanma korkusunu tanıması, temelinde bir lise filmini izlediğimizi hatırlatıyor. Genç oyuncuların (özellikle de Harry’yi oynayan Daniel Radcliffe’in), küçüklükten beri sahiplendikleri rollerinde ilk defa rahat hareket etmeye başladıklarını görüyoruz. Karşımızda kafa karışıklığı ve ergenlik sancıları dağılmış, nereye ilerlediğini bilen, kendinden emin bir Harry Potter ve Daniel Radcliffe var artık.
Masumiyet Çağı’nın sonu
Harry Potter ve Melez Prens, kahramanları, öyküsü ve anlatımıyla serinin belki de ilk yetişkin filmi. Diğer filmlerde olduğu gibi, daha önceki filmlerden hatırlamamız gereken ayrıntıların açıklamaları bu filmde neredeyse hiç karşımıza çıkmıyor. Yönetmen Yates ve Harry Potter serisinin emektar senaristi Steve Kloves, izleyicinin diğer filmleri izlediğini, hatta hatmettiğini varsayıyorlar. Bu da, Melez Prens’i bir kitap uyarlaması havasından uzaklaştırıp, kitabı okumuş olanların bile sürekli bir heyecan içinde filmi izlemelerini sağlıyor.
Amelie ve Across the Universe filmlerinde ne kadar büyülü bir atmosfer yarattığına tanık olduğumuz görüntü yönetmeni Bruno Delbonnel ise Hogwarts’ı, Weasleylerin sevimli evini ve Muggle dünyasını diğer filmlerden daha karanlık ama çok daha büyülü mekanlara dönüştürüyor. Profesör Dumbledore ve Harry’nin hortkuluk aramak için gittikleri mağara sahneleri ‘ruhumuzu emerken,’ Quidditch sahneleri daha öncekilere benzemeyen bir gerçeklikte tüylerimizi diken diken ediyor. Harry Potter ve Melez Prens sona erdiğinde, sahnede çırılçıplak soyunsalar da, dergilere seksi pozlar verseler de, bir türlü büyüdüklerini kabullenemediğimiz oyuncuların artık birer yetişkin olduklarını, daha da önemlisi Harry Potter ve arkadaşlarının çocuklara özgü o masumiyeti çoktan kaybettiklerini içimiz burkularak kabul etmek zorunda kalıyoruz.
Harry Potter ve önceki maceraların önemi
İngiliz yazar J.K. Rowling’in, birbirlerinden bağımsız, bir yandan da bir bütün oluşturan 7 kitap olarak yazdığı Harry Potter serisinden maksimum keyfi alabilmek için önceki maceraları hatırlamak gerekiyor. Harry Potter ve Melez Prens’ten önceki 5 filmde kısaca neler olduğuna ve bu filmde hatırlamamız gerekenlere göz gezdirelim.
Harry Potter ve Felsefe Taşı
Kısaca: 11 yaşındaki Harry Potter, bir büyücü olduğunu, dahası dünyanın en tanınmış büyücülerinden birisi olduğunu keşfeder. Harry Potter’la beraber bizler de, sihir dünyasını, Hogwarts’ı ve birbirinden garip öğretmenleri tanırken, İsmi Lazım Olmayan bir büyücünün efsanesinin bile sihir dünyasına dehşet saçmaya yettiğini öğreniriz.
Hatırlamakta fayda var: Sihir dünyasının popüler takım sporu Quidditch’in nasıl oynandığını ilk filmde öğreniriz. Süpürgeler üzerindeki 7’şer kişiden oluşan 2 takım, 4 büyülü topla farklı şekillerde savaşarak, maçı kazanmaya çalışır. Melez Prens’te eski bir dostu yeni bir Quidditch yıldızı olarak görmeye hazır olun.
Harry Potter ve Sırlar Odası
Kısaca: Ölümcül bir oda 50 yıl sonra yeniden açılır, Lord Voldemort yeniden ete kemiğe bürünmeye çalışır ve esrarengiz bir günlük sayesinde Voldemort’un gençliğini görürüz.
Hatırlamakta fayda var: Önce Ginny’nin, daha sonra da Harry’nin bulduğu günlüğün Tom Riddle isimli birisine ait olduğunu öğreniriz. Tom Riddle, Lord Voldemort’un gerçek adıdır ve günlük özel bir güce sahiptir. Bu gücün ne olduğunu Melez Prens’te öğreneceğiz.
Harry Potter ve Azkaban Tutsağı
Kısaca: Azkaban Hapishanesi, hapishaneden kaçan tehlikeli bir tutuklu ve Ruh Emiciler’le, sihir dünyasının karanlık yüzüyle tanışırız. Azılı katil Sirius Black’in bir komploya kurban gittiğini ve Harry’nin vaftiz babası olduğunu öğreniriz.
Hatırlamakta fayda var: Bir seneden daha fazla Hogwarts’ta kalamayan Karanlık Sanatlara Karşı Savunma hocalarından Profesör Remus Lupin, aynı zamanda Harry’nin Voldemort tarafından öldürülen babasının da en yakın arkadaşlarından birisidir. İyiyle kötünün savaşında Lupin’in de önemli bir rolü olacak.
Harry Potter ve Ateş Kadehi
Kısaca: Yaşı henüz 17 olmamasına karşın, Harry tehlikeli Üçbüyücü Turnuvası’na 4. yarışmacı olarak katılır. Harry, zorlu engelleri aşmayı başarsa da, bir arkadaşının ölümüne ve Lord Voldemort’un korkutucu bir şekilde dönüşüne tanık olur. Harry Potter serisi de çocuk maceralarından ürkütücü bir savaş epiğine dönüşür.
Hatırlamakta fayda var: Küçük cadı ve büyücüler ergenliğe girer, Harry ve arakadaşlarının hormonları kaynamaya başlar. Hermione seksi Quidditch oyuncusu Viktor Krum’la çıkar, Ron neden olduğunu anlamadan buna fena halde bozulur, Harry ise Cho’yla yakınlaşma girişiminde başarısız olur. Bu filmle başlayan gençlik aşkı, Melez Prens’te doruğa çıkar.
Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı
Kısaca: Savaş başlamıştır. Lord Voldemort ve Ölüm Yiyenlere karşı gizli bir örgütlenme başlar. Harry, ergenlik sancılarıyla başa çıkmakta zorlanır, Lord Voldemort’u öldürebilecek tek kişinin kendisi olduğunu öğrenir ve hayatına yeni giren baba figürünün ölümüne tanık olur.
Hatırlamakta fayda var: Melez Prens ve iki film olarak izleyeceğimiz Ölüm Yadigarları’nda doruğa uaştığını göreceğimiz savaşta kötünün yanında yer alan önemli bir isimle tanışırız: Bellatrix Lestrange. Malfoy ailesinin de, Lord Voldemort’un önemli yandaşları olduklarını öğreniriz.
18 Temmuz 2009 tarihinde Akşam Cumartesi'de yayımlandı.